• bir çeşit yaşarken ölmek...
    bazen öyle şeyler yaşanır ki, en çok istediğiniz, yıllardır hayalini kurduğunuz şey gerçekleşirken bakmışsınız içinizde heyecan yok. yaşadıklarınızın, hayalinizle alakası olmasa bile kokusu, pusu size öyle bir sinmiş ki, sizi bir şekilde öldürmüş. eskiden düşüncesi bile heyecanlandırırken, birkaç gün sonra içinde olacağınız hayal su gibi üstünüzden akıyor. içinize geçmiyor, hücrelerinize işlemiyor.
  • son zamanlarda (6-7 yil) yasadigim insani sinirlendiren olay. sen git yillarca bir hedef belirle (okuldur istir ozel hayattir), olmasi icin didin calis ugras, zamani geldiginde ve hedef gerceklestiginde 'ee tamam ne oldu ki' hissine kapil. zaman icinde zaten hedefin kendisini o kadar icsellestirirsiniz ki bir noktada gerceklestiginde, size bir basari olarak degil zaten olmasi gereken bir konsept olarak gelmeye baslamistir.
    salaklik.
  • bir şeyin tasarımının, gerçeğinden daha yoğun yaşandığını kanıtlayan durum.
  • heyecan duymuyormuş gibi yapıyordur.yada heyecanı duyma biçimi farklıdır.ya da herşeyi geçtim totem yapıyordur kişi.gerçekleşen hayali bozulmasın diye.
  • bir şaşkınlık halidir.
  • hayalin zamansız gerçekleşmesiyle ilgilidir.
  • dünyada hiç bir şeyin gerçeğinin, hayalinden daha güzel olamayacağının kanıtıdır...
  • çok geç kalmıştır.
  • baştan(yaşamaya karşı sergilediğiniz tavır olarak) kaybetmiş olduğunuzu gösterebilir durumdur. replik kaybedenler kulübü'nde geçer: "aslında kazanmak nedir ki? en büyük zaferi kazandığında bir antonius olduğunu düşün, paris'e geldiğini ve o takın altında olduğunu ve bütün insanların senin altında olduğunu düşün ve gücün en üstünde olduğunu... yalnız kaldığın o anda, "ne oldu be, şimdi ne olacak?" diyorsan kaybedensin sen. kaybetmişsin. yani o anda en büyük zaferin içinde kaybetmişsin."
  • hayal kırıklıklarına alışmışlığın neticesidir. (bkz: acı çekmek özgürlüktür)
hesabın var mı? giriş yap